Varlıklı insan, varlıklı aile, varlıklı ülke

“Tutumlu olmak harcamalarda bir düzen, tasarruf ise bu düzenden doğan bir hayat sigortasıdır. Atalarımızın “ak akçe kara gün içindir” sözü bu sigortanın bir göstergesi gibidir.

 

Bütçesini hazırlamayan bir kişinin tasarruf etme çabaları çürük bir temel üzerine kurulan bir binaya benzer. Hayatta karşılaşılacak en küçük bir fırtına en umulmadık bir anda o binayı yıkabilir.

 

Herkesin kişisel ve her aile reisinin de bir aile bütçesi olması gerekir.

 

Kişilerin ve ailelerin bütçesi gelir ve giderlerinin aynasıdır. Kişi ve aileler, gelecekteki ekonomik görüntülerinin ne olacağını ancak o ayna ile görebilirler. Şüphesiz ki aynada görüntüsünü gören kendisine çeki düzen vermesini de bilir.

 

Bütçesi olmayan kişi ve aileler karanlıkta el yordamıyla yürüyenlerden farksızdır. Önlerine nasıl bir engel çıkacağını öngöremezler ve böyle bir engele karşı ne yapacaklarını bilemezler.

 

Bütçenizin gelir ve gider sayfaları, bellerinden birbirine yapışık ikiz çocuklar gibidir. Bu çocuklardan birinin hayatına kastetmek nasıl ötekinin hayatına da mal olursa, giderleri gelirlere uyduramamak da gelirleri mahveder.

 

Bütçenizin sayfalarında gelirleriniz az çok bellidir. Öyleyse giderleri de belirli hale getirmek gerekir. Bunu yaparken her gider gerçek ihtiyaçları karşılayacak şekilde olmalı, israfa neden olmamalıdır.

 

İsraf etmek deli gibi harcamak demektir. Delilerin toplum içindeki yerinin akıl hastaneleri olduğunu mutlaka biliyorsunuzdur.

  

Bütçe yapmak, harcamaların aşırılık ve israftan kurtarılarak paranızın kendi kendine birikmesini sağlar. Fakat tasarruf hareketi paranın birikmesi ile bitmiş olmaz. Parayı işletmek, hem kendine, hem ailene ve hem de memleketine faydalı bir hale getirmek gerekir.

 

Parasını çömlekte gizleyen, yastığın veya toprağın altında saklayan kişiler paralarını ölmeden gömmüş ve üzerlerine bir mezar taşı dikmiş gibidirler.

 

Biriken ve başka bir işte kullanılmayan paraların yani tasarrufların beslenmesi, canlanması için yatırıma aktarılması gerekir.

 

Kişilerin ve ailelerin tasarrufları ancak milli tasarrufa dönüştürülürse memlekete faydalı olabilir.”

 

Yukarıdaki sözler 1932 yılında çocuklarımız için basılan bir dergiden alınmıştır. 80 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında bugün ne çok şey değişti, öyle değil mi? Bilim, teknoloji, spor, sanat ve daha birçok konuda şimdi ne kadar ilerideyiz. Fakat sizin de gördüğünüz gibi son 80 yıldır değişmeyen bir şey var. O da tasarruf yapmanın hiç eskimeyecek bir davranış olduğu gerçeği. O gün çocuklarımız için söylenen bu sözleri şimdi sözümüzü duyan herkes için söylüyoruz. Bu, “ak akçe kara gün içindir” öğüdüyle başlayan bir davranışın, önce ailemizin, sonra ülkemizin menfaatlerine nasıl dönüştüğünün serüvenidir.

 

Haydi öyleyse bu serüven içinde yer almaya…