Tasarruf etmeyi ne kadar çok istediğinizi biliyoruz. Bundan hiç şüphemiz yok. Fakat birçoğunuzun yapamadığını da biliyoruz. Çünkü dünyanın en karmaşık hastalığına yakalanmışsınız. Bu hastalığın ne olduğunu bilenleriniz olabilir. Çünkü dünyada birçok insan bu hastalığa yakalanmış durumda: Kronik erteleme hastalığı!
Ne olduğunu hemen anlamışsınızdır. Tasarruf yapmanıza, paralarınızı biriktirmenize ve rahat geleceğinize kasteden bu hastalık erteleme hastalığıdır. Fakat korkmanıza gerek yok. Bu hastalığın da tedavisi bulunmuştur. İnanmayanlar olabilir ama bu gerçek. İşte şimdi size bu hastalığın tedavisinin ne olduğunu söyleyeceğiz. Umarız siz de bu hastalıktan sonsuza dek kurtulursunuz.
Şimdi can kulağıyla dinleyiniz. Gitmeyi çok sevdiğiniz küçük bir lokantayı düşünün. Güzel yemeklerini düşünün tabi ki ama, şimdi sizden başka bir şeyi düşünmenizi isteyeceğiz. O güzel yemekleri yediniz ve garsonu yanınıza çağırarak hesabı istediniz. İşte hatırlayacağınız yer burası. Hesabı istediğiniz garsonun, sipariş verdiğiniz yemekleri ne kadar kısa sürede hatırladığını ve size hesabı çıkardığını anımsayabildiniz mi?..
Eminiz o sahneye ve o an yaşadığınız belli belirsiz hayreti hatırlamışsınızdır. Peki, sizce o garsonlar hesabı istediğinizde ne yediğinizi nasıl hemen hatırlıyorlar?
Şimdi biraz düşünelim. Acaba başladığınız bir işi bitirmeden rahat edebilir misiniz? Eminiz, hiç kimse edemez. Bir işe başladık mı o işi bitirmeden duramayız. Çünkü içimiz rahat etmez… İşte, tüm siparişlerinizi masaya oturduktan sonra yanınıza getiren o garson için de bu geçerlidir. Hesabı aldığı zaman işinin biteceğini ve içinin rahat edeceğini düşünmektedir. Bu nedenle de işi hep kafasındadır ve işi tamamlayana kadar da endişeli olacaktır. Yani sizin ne yediğinizi sürekli hatırında tutmaktadır.
İşte o garson sizin hayatınızı değiştirecek kişidir. Yani sizi tasarruf etmeye ve geleceğinizi yaratmaya yönlendirecek kişi… O garsonun benim tasarruf etmemle ne ilgisi var diyenler varsa şimdi iyi dinlesinler:
Eğer ertelemeye başlarsanız önünüzdeki işin büyüklüğü sizi boğar. Ama bir kere başladınız mı da sonuna kadar devam edersiniz. Tıpkı o garson gibi: Daima sizin yediklerinizi hesabı ödediğiniz ana kadar kafasında tutan o garson!
Yapmanız gereken tek bir şey var. Sakın ha, sakın ola ki ömrünüzün geri kalan on yıllarını paranızın bir kısmını sürekli biriktirme endişesi ile geçireceğinizi düşünmeyin. Sadece birkaç aylığına başlayın ve harcamalarınızı kontrol edip birkaç ay para biriktirin. Eğer bundan hoşlanmazsanız biriktirmeye son verebilirsiniz. Ama o kadar eminiz ki… Tasarruf etmeye devam edeceksiniz. Çünkü o garson hep aklınıza gelecek. Ta ki koyduğunuz hedefe ulaşana, yani müşterinin hesabı istediği o ana kadar. İşte o an dilediğiniz hedefe ulaştığınızı görecek ve içiniz rahat edeceksiniz.
Haydi öyleyse, sadece kısa bir süre için harcamalarınızı kontrol etme ve biriktirme fırsatını kendinize vermeye…