Nevin teyze, 1970’li yıllarda eşi İsmail amca ile büyük bir aşkla evlenmiş ve güzel bir aile kurmuştu. Evlendiklerinde İsmail amca üniversitede okuyordu. Nevin teyze, Karadenizli bir ailenin, ilkokul mezunu, akıllı kızıydı. Birbirlerini severek evlenmişlerdi. Nevin teyzenin babası Beşiktaş’ta bir ev hediye etmişti, düğün hediyesi olarak. İsmail amca üniversiteden mezun olduktan sonra o evi ipotek vererek sigorta acentesi açmıştı. Üç tane birbirinden güzel çocukları olmuştu. İşleri yolunda gitmişti. Bir yandan da yazlık, araba gibi maddi imkânları artmıştı.
Nevin teyze, eşinin aldığı arabayı, Fatih’te kira geliri elde edeceği bir evle takas etmişti. Tabii üste birikimlerinden de katarak. İsmail amcanın kazancıyla, kira gelirlerine dokunmadan, mutfak parasından arttırarak ikinci, üçüncü evlerini de almışlardı. Ama İsmail amcanın maddi imkânları artınca bir takım farklı arayışlara girdi. Karı-koca arasında parasal çekişmeler, aldatmalar derken 20 yıl sonra sancılı bir şekilde boşandılar. Nevin teyze, 3 ev, 1 dükkândan gelen kira gelirleriyle yaşamına devam etti. Nevin teyzenin tek bildiği yatırım aracı evdi ama ev alıp kiraya verdiğinde de bir sürü sorunla tek başına uğraşmak durumunda kalıyordu.
1980’li yıllarda birikmiş parasını komşunun aklına uyup bankere yatırdığında bir sürü para kaybetmişti. Oğlunun arkadaşının tavsiyesine uyup aldığı altınları eve giren hırsızlara kaptırmıştı. Bu ve bunun gibi bir sürü badire atlatmıştı.
Bir gün uzun süredir görmediği bir arkadaşı Fatoş’u ziyarete gitti. Arkadaşının kızı Buse de o gün evdeydi. Türk kahvelerini içerken, ortak arkadaşların dedikoduları yapıldı, magazin dünyasındaki ünlüler çekiştirildi. Sohbet sohbeti açtı. Konu ortak bir arkadaşlarının batırdığı işine ve parasız kalışına geldi. Buse, Nevin teyzenin maddi durumunun iyi olduğunu biliyordu ama parasını nasıl değerlendirdiğini merak etti, kafasının karışık olduğunu anladı.
Buse üniversiteden mezun olalı 5 yıl olmuş, bir aracı kurumda yatırım uzmanı olarak çalışıyordu. Nevin teyze konu komşunun tavsiyeleriyle parasını değerlendirmeye çalışırken Buse’ye danışmak aklına gelmemişti. Buse, Nevin teyze gibi kafası karışık, ne yapmak istediğini bilmeyen, kulaktan dolma bilgilerle kendisine gelen müşterilere alışıktı.
Buse- Nevin teyzeciğim, paranı ne kadar süreli değerlendirmek istiyorsun? 3 ay, 6 ay, 1 yıl, daha uzun?
Nevin teyze- İhtiyacım olana kadar yavrum. İlla bir şey söyleyeceksem 6 ay diyelim.
Buse- Nevin teyze, riski yüksek mi olsun yoksa riski daha mı düşük olsun? Getirisi yüksek mi olsun getirisi daha düşük ama garantili mi olsun? Nasıl bir şey istersin?
Nevin teyze- Aman evladım ben riski sevmem. Kârı düşük olsun ama risksiz olsun.
Buse- Nevin teyze bak bir kaç alternatif önerebilirim. Bir kere, devletin borçlanmak için çıkarttığı devlet tahvilleri var. Bunları ihraç eden devlet olduğu için riski az. Devlet tahvili, hazine bonosunu alıp vade sonuna kadar tutarsan faiz geliri elde ediyorsun. İhtiyacın olduğunda da satabilirsin.
Bir miktar yatırım fonu alabilirsin. Yatırım fonunu da bir meyve sepeti gibi düşün; biraz muz, biraz çilek, biraz elma gibi. Yatırım fonunun içinde de biraz repo, biraz devlet tahvili, biraz hisse senedi gibi birden fazla ürün olabiliyor. Bu fonları portföy yöneticileri yönettiği için senin takip etmene gerek kalmıyor. Alım-satımı da çok kolay. Bunların hiçbirini istemezsen mevduata yatırabilirsin.
Nevin teyze- Çok güzel anlattın Buseciğim. Aslında ben altının çıkacağını düşünüyorum ama yalnız yaşıyorum, evime yine hırsız girer diye korkuyorum.
Buse- Onun da kolayı var Nevin teyzeciğim. Şimdi altın fonu diye bir ürün var. Altın fonunu aldığında bankada saklanıyor. Altın artınca senin fonunun değeri artıyor. Ama altın düşerse senin fonun da aynı şekilde değer kaybediyor! Bunu da unutma.
Nevin teyze- Ne güzel anlattım kızım. Ben bunları bir düşüneyim. Sana sorup uygun olan birisini alırım. Daha önce komşum söyledi diye onun söylediği şeylere para yatırdım bir işe yaramadı.
Buse- Nevin teyzeciğim, sen hiç manava gidip elbise diktiriyor musun? Yatırım uzmanları, bankacılar varken sen niye gidip, konu-komşunun lafı ile paranı yatırıyorsun? Nasıl ki hasta olduğunda komşunun söylediği ilacı değil doktorun yazdığı ilacı alıyorsan, bu işin de doktoru, uzmanı var. Onlara danışmalısın. Komşunun ilacının sana olmadığı gibi komşunun yatırım tercihi de sana olmaz.
Nevin teyze- Aman kızım ben senin gibi okul mu okudum ki bunları bileyim!
Buse- Nevin teyzeciğim bunları bilmek için okul okumaya gerek yok. Sen işin uzmanına gittiğinde o sana zaten ihtiyacına göre bilgi veriyor. Hem sen akıllı kadınsın. Paranı vakti zamanında hep sen yönetmişsin. Şimdi de bunu yapabilirsin.
Nevin teyze- Bizim zamanımızda bu kadar çok şey mi vardı? Ev alırdık ya da bankaya yatırırdık. Şimdi kafam karışıyor.
Buse- Haklısın Nevin teyzeciğim. Sen bir düşün! Meyve sepeti mi alacağız, devlet tahvili mi, gecelik repo mu, ona göre karar veririz.
Nevin teyze- Aman kızım sağolasın valla. Bundan sonra gelir senden böyle akıl alırım.
Buse- Gel tabii ki Nevin teyzeciğim. Her zaman yardımcı olurum. Gözün hiç korkmasın. Eskiden şanssızlık yaşadıysan bile şimdi artık çok farklı. Devlet mevduata garanti veriyor. SPK, BDDK gibi bir sürü kurum yatırımcılar zarara uğramasın diye sürekli piyasayı denetliyor. Hiç endişen olmasın.
Birkaç gün sonra Nevin teyze, Buse’nin çalıştığı kurumda bir yatırım hesabı açtı. Uzmanların desteği ile ilk defa istediği, anladığı, kendisine uygun yatırım araçlarını seçti. Nevin teyze artık kendini güvende hissediyor, yatırımlarını gönül rahatlığıyla yapıyordu.
Şimdi, geceleri yatmadan önce tek düşündüğü, parasını nasıl daha güvenli bir şekilde değerlendireceği değil, Buse’yi torunu Kemal’le nasıl tanıştıracağıydı!
PhD.(Dr) İlknur KIRMIZIGÜL ÜNER