Gelirlerim harcamalarıma zor yetiyor, nasıl biriktireyim!

Tasarruf yapmayı, para biriktirmeyi kim istemez, değil mi? Ama büyük bir sorununuz var. Giderleriniz o kadar çok ki, gelirlerinize zar zor yetiyor. Hatta belki bazı aylar yetmiyor bile. Şimdi gelin de böyle bir ortamda tasarruf yapın. Hiç kolay değil gerçekten… Peki ne yapmalıyız? Gelirlerimiz giderlerimize zor yetiyor diye tasarruf yapmaktan vaz mı geçmeliyiz?

 

Asla!..

 

Gelin hep beraber çocukluğumuzun o yerinde duramayan, haşarı, sabırsız günlerine gidelim ve anne babalarımızın bize koyduğu acımasız ve zalim bazı kuralları hatırlayalım. Kafamıza o günden yerleşen bu bitmez tükenmez kurallar hatırlayabildiğimiz kadarıyla şöyleydi:

 

“Çikolata yediysen dondurma yiyemezsin!”

 

“Dondurma yediysen meyve suyu içemezsin!”

 

“Meyve suyu içtiysen çay içemezsin!”

 

“Çay içtiysen çekirdek yiyemezsin!”

 

O günlerde bu sonu gelmeyen kurallar zincirinin ne anlama geldiğini pek bilmezdik. Küçük olduğumuz için bize sürekli yasaklama getirdiklerini düşünürdük. Aslında anne babalarımızın geliştirdiği bu kurallar zinciri, ekonominin en eski kurallarından birinin yeniden yorumlanmasından başka bir şey değildi.

 

İkame mallar teorisi denilen bu olgu ekonomide birbirinin yerine kullanılabilecek mallardan yalnızca birinin kullanılmasını yeterli görür. İşte, anne ve babalarımız bu ekonomik teoriye yeni bir boyut getirerek bize tasarrufun nasıl yapılacağını öğretmişlerdi. Çocukken ardı ardına yemek istediğimiz bu şeylerin hepsi insana mutluluk veren şeylerdi ve bundan daha fazla bir işlevleri de bulunmuyordu. Yani birini yediysek, diğerini de yemek aşırı israftan başka bir şey olmayacaktı. İşte, tasarruf etmenin altın kuralı burada saklıdır. Gelirlerimiz giderlerimizi zor karşılasa da tasarruf etmek küçük zevklerimizi kontrol altında tutmakla mümkündür.

 

Bugün tasarruf edemiyorsak çocukluk günlerimizdeki o kuralları hatırlayalım, yeter.

 

Haydi öyleyse, küçük zevklerimizi kontrol altında tutmanın zamanı gelmedi mi?