Bizim zeytinlerimiz daha mı değersiz?

Çok sık anlatılan şu hikayeyi daha önce duymuş muydunuz?..

 

Amerikalı bir büyük havayolu şirketi, 1987 yılında küçük, minicik, hatta gözle görülmesi imkansız ve işitip duyanlara gülünç gelebilecek bir tasarruf tedbiri alır. Birinci sınıf yolculara verilen salataya beş zeytin yerine dört zeytin koymaya başlar. Yani salatalardan bir zeytin azaltır. Sonunda ne olur biliyor musunuz? Şirket on binlerce dolar tasarruf eder. İnanılmaz değil mi?

 

Bu büyük şirketin bir yolcusuna vereceği bir zeytine ihtiyacı mı var sizce? Elbette yok… Öyleyse ne peki?

 

Bu hikaye birçoklarına ne kadar mantıklı gelmiştir. Tam da ibret alınacak bir hikaye diyeceğimiz türden. Başkaları yaptığı zaman küçük tasarrufların büyük birikimlere dönüşeceğine kolaylıkla inanırız. Ama bu hikayeleri kendimizde gerçeğe dönüştürmeye nedense isteksiz davranırız.

 

Öyleyse ne duruyoruz? Eğer bu büyük şirketler, küçük tasarruflara bu kadar önem veriyorsa, biz neden vermeyelim? Bizim zeytinlerimiz daha mı değersiz?

 

Bir zeytini biriktiren yanınız onu harcayan yanınızdan özür diler duruma geldiyse, buna artık son verme zamanı da gelmiş demektir. Alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz. Bugün çok zorlanacağız belki ama, bugün biraz zorlanarak yaptığımız şeyi inanın yarın daha kolay yapacağız.

 

Haydi öyleyse!.. Hikayeyi gerçeğe dönüştürme zamanı geldi çattı!..